Evden Çalışmanın Avantajları/Dezavantajları ve Öz Disiplin

Evden çalışmanın hareketsiz yaşama neden olmasından yola çıkarak diğer olumsuz yanlarına da değindim. Öz Disiplin nasıl korunu, dezavantajlarından nasıl korunuruzu değerlendirdim.

Tue 16 Dec 2025
1025 kelime · 6 dakika

Son zamanlarda fazlaca hareketsizlik nedeniyle bacaklarımın ve dizlerimin ağrıdığını hissetmeye başladım.

Pandeminin başlangıcından itibaren evden çalışıyorum, bunca yıldır evden çalışmanın avantajlarını ve dezavantajlarını sayabilecek tecrübede olduğumu düşünüyorum.

En sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim tercih hakkım olduğu sürece her zaman evden çalışmayı tercih ederim.

Evden Çalışmanın Avantajları

Avantajları üzerinde çok durmayacağım, bunlar bir çok yerde defalarca yazıldı, anlatıldı vs… detaylıca anlatmak yerine daha az söylenmiş avantajlarından kısaca bahsetmeyi tercih ederim.

Bana göre en büyük avantajı konforlu olması. Öğle aranda veya mola verdiğinde biraz uzanarak fazlasıyla rahatlayabilirsin, sessiz bir an istediğinde bunu kendine sağlayabilirsin. Konsantrasyon gerektiren ve bölünmeden uzun süre çalışman gerektiğinde telefonunu sessize alarak bunu kendine sağlayabilirsin.

Atıştırmak, yemek yemek, çay/kahve içmek, lavabo/wc ihtiyacın vb… ihtiyaçlarını kendi ev ortamında sağlayabilirsin. Evde patron sensin!

Evden Çalışmanın Dezavantajları

En büyük dezavantajı hareketsiz yaşam.

Kolumdaki akıllı saati her zaman takarım, şu an için kontrol ettiğimde, günlük ortalamam 2179 adım ve bu benim en hareketli aylarımdan birisiydi diyebilirim. Çünkü hiç olmadığı kadar dışarıdaki işler için evden dışarıya adım attım. Bu hareketli ayı saymaz isek çoğunlukla hafta içi günlerimi 1000 adım ile tamamlıyorum, bu sağlıklı kalmak isteyen bir insan için oldukça vasat ve hareketsiz bir yaşam demektir.

Yıllardır bu durumun önüne geçmek için aktif olarak spor yapıyorum. Çoğunlukla; bisiklet, yürüyüş ve fitness. Bu sporlar hayatıma iyi bir seviyede hareketlilik katıyor. Bir dönem oturduğum sitenin havuzu vardı ve yaz aylarında bolca yüzme de ekliyordum, ekstra olarak dönem dönem koşu da yapmışlığım var ama çok dikkate değer bir yoğunlukta değildi, daha çok kendimi test etmek için yaptığım aktivitelerdi diyebilirim. Koşmayı pek sevmiyorum diyebilirim.

Birisi bana düzenli ve sürekli spor yapmanın sırrı ne diye soracak olsa, tek bir cevabım olur, “Sürekli spor yap” yorgun olsan da, canın istemese de, başka planların olsa da, rutin planında o gün spor yapman gerekiyor ise, bir şekilde yap, en fazla bir gün ertele, asla 2 gün erteleme derdim. Ayrıca spor yapmak için motivasyon falan da bekleme, nasıl ki her gün para kazanmak için çalışıyorsun, evde yapman gerekenleri yapıyorsun, spor da aynı şekilde, fiziksel ve ruhsal sağlığın için bunu yapmalısın, bu kadar. Üzerine düşünmeye, motivasyon videoları izlemeye, rollenmeye, spor yapacağım diye işine yaramayacaklar şeyleri almaya gerek yok, sadece yap!

Çünkü sporu boşladığın zaman, vücudun hemen tembelliğe alışıyor ve patates moduna doğru gidiyor. Patates olmaya ne kadar yakınsan, spor geri dönmen de o kadar zorlaşıyor. Hem fiziksel olarak hem de mental olarak spor yapma fikri giderek senden uzaklaşan, bünyeden koşar adım kaçan bir eyleme dönüşüyor. İnanın çoğu zaman “spor salonunda veya bisikletle evden km’lerce uzaklaşmış olduğum bir anda; ya ne işim var burada, evde tv karşısında uzanıp güzel bir film izlesem, oturup iki tek bir şeyler içsem, pc de oyun oynasam” gibi bir sürü şey geliyor aklıma, ama bunların bana engel olmasına izin vermiyorum. Hemen kendime; “adamım sporunu yap, yapacağın şurada bir saatlik bir aktivite(bisiklet hariç) onu da doğru düzgün yap, sonra istediğin yemeği ye istediğin gibi boş yap” diyorum. Bir şekilde kendime yapmam gerekeni telkin ediyorum ve gerekeni yapıyorum.

Zaten sporun esas olayı bana göre; yaptıkça keyif ve mutluluk vermesi, güçlenmen ve güçlendikçe kolaylaşması. Ne kadar güçlü isen, o kadar keyifli, mutlu ve başarılısın!

Evden Çalışırken Öz Disiplin

Diğer büyük problem de öz disiplin.

Kendi adıma herhangi bir disiplin kaybı yaşamıyorum, hatta evden çalıştığımda daha verimli oluyorum.

Ofiste diğer çalışanlar ile sık sık temas olduğu için, doğası gereği çalışırken dikkat dağıtıcı durumlar ile karşılaşmak çok mümkün. Bu dikkat dağıtıcı unsurlar; konsantrasyon ve odak kaybına neden oluyor ve odağınızı tekrar aynı konuya döndürmek gereksiz vakit kayıpları oluşturuyor.

Yazılım sektöründe; ister analiz çalışması yapıyor olun, ister kodlama yapıyor olun, fark etmeksizin odaklandığınız konudan başka bir konuya geçmek ve tekrar aynı konuya dönmek en iyi ihtimalle 20-30 dk’nıza mal oluyor. Günde 5 sefer bu durumu yaşasanız 25dk’dan 125dk’nızın buhar oluyor. Zaten ofiste geçirilen süre molaları hariç tutarsak 7 saat, bunun 2 saati de bu şekilde kaybolduğunda geriye kalan süre 5 saat, onu da tam verimli geçirdiğinizi varsayar isek, hepimiz biliyoruz ki genelde de böyle olmaz.

Yani ofiste çalışan bir personelin en iyi ihtimalle verimli çalışacağı süre 5 saat civarındadır. Bu nedenle evde doğru bir disiplin ile çalışmak, ofiste çalışmaktan neredeyse 2 kat daha verimli hale gelebiliyor.

5 senedir sürekli olarak evden çalışan ve ekip yöneten birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Evde öz disiplini sağlamak, evden çalışmaya yeni başlayan personellerde daha çok rastlanan bir durum. İşe yeni aldığımız ve daha önceden evden çalışmamış personellerde bu durumu gözlemledim. Bu doğal ve beklenen bir süreç, ilk defa çalışacağı bir iş disiplininde, öz disiplinini sağlaması zaman alacak bir durum, bunu kabullenmek gerekir, mutlaka atıl zamanlar olacaktır, önemli olan bu süreci hem yöneticisi hem de çalışanın kendisinin doğru yürütmesi.
Personelin daha önceden çalışma deneyimi var ise motivasyonunu ve iş disiplinini sağlamak daha kolay oluyor fakat ilk iş deneyimi ise baya bir uğraştırıcı olduğunu söyleyebilirim.

Bu başka bir yazının konusu olmakla birlikte, online çalışan organizasyonlarda, personeller ile düzenli 1:1 görüşmeler, her sabah ve her akşam çevik toplantılar, pazartesi sabahları ve cuma akşamları haftalık planlama ve yapılan faaliyetlerin değerlendirildiği toplantılar ve 15 günde bir ekibe güçlü sorular soracağımız rutin toplantılar ve tüm bu toplantıların yöneticisini belirli periyotlarda (örneğin; haftalık) farklı birisini atamak önemli oluyor. Bununla birlikte ekibin moralini arttırmak için en az 3 ayda bir dışarıda rahat takılabileceğimiz etkinlikler ile ekip için iletişimi ve bağlılığı güçlendirebiliriz.

Etkili ekip yönetimi ile ilgili detaylı bir makale yazma planım var, yazdığımda buraya da linkini eklerim.

İş ve Özel Hayatı Birbirinden Ayırmak

Yukarıdaki konuları da dikkate alarak, iş ve özel hayatı birbirinden ayırmak diğer önemli noktalardan birisi diyebiliriz.

  1. İş saatlerinde ev işleri ile uğraşma
  2. İş saatleri dışında iş ile uğraşma
  3. Çalışma Ortamını ayrı tut

Öncelikle bu iki konuyu çok net bir şekilde ayırmak gerekiyor.

Hem evden çalışanın kendisi bu ayrımı iyi yapabiliyor olmalı, hem de evde; çalışandan başka birileri (anne, baba, kardeş, eş, çocuk) daha var ise, bu iki konuyu birbirinden ayırabiliyor olmalılar.

Bu noktada süreci yönetmek tamamen çalışanın kendisine bağlı. Bu ayrımı öz disiplininde net bir şekilde ayırabilir ise, evde yaşayan diğer kişiler de buna çok kolay bir şekilde uyumlanacaktır.

Mümkünse çalışma ortamı ayrı bir oda olmalı, ayrı oda olamıyor ise mesai saatleri dışında çalışılan masada çok vakit geçirilmemeli ve iş bilgisayarı mesai saatleri dışında kullanılmamalı.


Özetleyecek olur isek, evden çalışmanın hareketsiz yaşama neden olmasından yola çıkarak diğer olumsuz yanlarına da değinmek istedim. Her ne olursa olsun, yazılım sektöründe, evden çalışmak, ofisten çalışmaya göre her zaman için daha iyi diyebilirim.

Senin de bu konu üzerine görüşlerin ve soruların var ise yorum bölümünden ya da iletişim bölümünden bana ulaşabilirsin.


Okuduğunuz için teşekkürler!
Bu yazıyı paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Evden Çalışmanın Avantajları/Dezavantajları ve Öz Disiplin

Tue 16 Dec 2025
1025 kelime · 6 dakika